Soğuk bir kış günü ,kongre için gittiğim Romanya’da daha önce opere ettiğim ve ısrarla Romanyaya davet eden eski hastamın rehberliği ile güzel bir deneyim oldu..Bükreşin kuzeyinde eski zaman hikayelerinden kalan eski şehir merkezi ve etrafında kışın kayak yazın ise orman gezileri için kullanılan dağlar Braşovu ifade edermi bilmem…
Başkent Bükreşin sanayi ile kirlenmiş havasından çıkınca, Braşov sınırlarında temiz ve taze solunan hava karşılıyor sizi. İşlerinde hassas insanların çalıştığı kafeteryalar ve resteurantlar temizliği ile etkiliyor. Kahve çok sık tüketiliyor.. Dağ tepesinde, teleferik girişinde ikram edilen sıcak çikolata , karlar altında ayrı bir güzellik kattı.
Ortaokul zamanlarında okuduğum Transilvanya buranın bir bölgesine verilen genel bir ad.Bilindiği üzere Transilvanya; kurtadamlar, vampir,Drakula ve iyileştiricilerin efsanesiyle özdeşleşmiş bir bölgedir. Bran Kalesi, Drakula efsanesiyle ilişkilendirilerek bölgeye büyük bir ilgi çekmiştir. Bram Stoker’ın ünlü romanı “Drakula”, Transilvanya’nın karanlık ve gizemli atmosferini kullanarak korku edebiyatına önemli bir katkı sağlamıştır. Tarihte, Transilvanya, Osmanlı’nın tam olarak ilhak etmediği, ancak siyasi olarak etkisi altında olduğu bir voyvodalık haline gelmiştir. Voyvodalar, hem Osmanlı’ya bağlı kalmak hem de bölgesel çıkarlarını korudular. 17. yüzyılda Avrupa’da yaşanan dini savaşlar, Transilvanya’yı da etkilemiştir. Osmanlı-Avusturya savaşları sonucunda Transilvanya, tamamen Habsburg hakimiyetine girmiştir. Bölgede 1947 yılında halk cumhuriyeti ilan edilmiş ve 1989 devrimi ile birlikte demokratik ve çağdaş kimliğini kazanmışdır. Ki devrimi televizyondan seyretmiştim.. Şu an tüm dünya ile entegre ve her alanda yarışan misafirperver nazik insanlar yaşamaktadır..